What we lack in talent, we make up for with enthusiasm.
Beceri bakımından eksiğimizi coşkuyla telafi ediyoruz.
A lack of sleep affected the singer's performance.
Uyku eksikliği, şarkıcının performansını etkiledi.
All the flowers in the garden died for lack of water.
Bahçedeki tüm çiçekler susuzluktan öldü.
The problem is the lack of communication between the manager and staff.
Sorun, yönetici ve çalışanlar arasındaki iletişim eksikliğidir.
The biggest challenge to his debate strategy was the lack of significant support.
Tartışma stratejisinin önündeki en büyük zorluk, önemli bir desteğin olmamasıydı.
Her genius makes up for her lack of experience.
Dehası, deneyim eksikliğini telafi ediyor.