lead to anarchy
:
anarşiye neden olmak
lead to antagonism
:
gerginliğe/karşıtlığa yol açmak
lead to anxiety
:
kaygıya yol açmak
lead to apathy
:
ilgisizliğe/duygusuzluğa yol açmak
lead to arrest
:
tutuklamaya sebep olmak
lead to bloodshed
:
kan dökülmesine yol açmak
lead to boom
:
artışa yol açmak
lead to breach
:
(arkadaşlık vb.)bozulmaya sebep olmak
lead to breakdown
:
bozulmaya/başarısızlığa sebep olmak
lead to breakup
:
ayrılmaya/bozulmaya yol açmak
lead to build-up
:
artmaya sebep olmak
lead to capture
:
yakalamaya yol açmak
lead to a catastrophe
:
felakete yol açmak
lead to chaos
:
kaosa/kargaşaya neden olmak
lead to clash
:
çatışmaya yol açmak
lead to collapse
:
çökmeye/düşüşe yol açmak
lead to conflict
:
çatışmaya yol açmak
lead to confrontation
:
tartışmaya yol açmak
lead to confusion
:
karışıklığa yol açmak
lead to congestion
:
tıkanıklığa yol açmak
lead to consequence
:
sonuca sebep olmak
lead to conviction
:
mahkûmiyete yol açmak
lead to creation
:
yaratmaya/oluşuma yol açmak
lead to crisis
:
krize yol açmak
lead to death
:
ölüme yol açmak
lead to decline
:
düşüşe/azalmaya neden olmak
lead to decrease
:
azalmaya sebep olmak
lead to defeat
:
yenilgiye yol açmak
lead to delay
:
gecikmeye yol açmak
lead to demise
:
ölüme yol açımak
lead to depletion
:
tükenmeye/azalmaya yol açmak
lead to depression
:
depresyona yol açmak
lead to destruction
:
yıkıma yol açmak
lead to deterioration
:
bozulmaya/kötüleşmeye yol açmak
lead to diploma
:
diplomaya yol açmak/götürmek
lead to disagreement
:
anlaşmazlığa yol açmak
lead to disappearance
:
gözden kaybolmaya yol açmak
lead to disaster
:
felakete yol açmak
lead to discontent
:
hoşnutsuzluğa yol açmak
lead to discovery
:
keşfe yol açmak
lead to disintegration
:
parçalanmaya/ayrılmaya yol açmak
lead to dismissal
:
işten çıkarılmaya/kovulmaya sebep olmak
lead to disorder
:
kargaşaya / karışıklığa yol açmak
lead to dispute
:
anlaşmazlığa/tartışmaya yol açmak
lead to dissatisfaction
:
memnuniyetsizliğe yol açmak
lead to distortion
:
bozulmaya/değişikliğe yol açmak
lead to disturbance
:
rahatsızlığa sebep olmak
lead to downfall
:
düşüşe/çöküşe neden olmak
lead to drop
:
düşüşe yol açmak
lead to emergence
:
ortaya çıkmasına sebep olmak
lead to erosion
:
erozyona neden olmak
lead to escalation
:
yükselişe/yükselmeye/artışa yol açmak
lead to establishment
:
kurulmasına sebep olmak
lead to exhaustion
:
tükenmeye yol açmak
lead to expulsion
:
ihraç edilmeye/kovulmaya sebep olmak
lead to extinction
:
yok olmaya yol açmak
lead to failure
:
başarısızlığa yol açmak
lead to fall
:
düşmeye yol açmak
lead to fine
:
para cezasına sebep olmak
lead to formation
:
oluşumuna sebep olmak
lead to friction
:
sürtüşmeye/uyuşmazlığa yol açmak
lead to frustration
:
hayal kırıklığına/gerilime yol açmak
lead to hall
:
girişe/salona gitmek/götürmek
lead to improvement
:
iyileşmeye/gelişmeye yol açmak
lead to inconsistency
:
tutarsızlığa yol açmak
lead to increase
:
artışa yol açmak
lead to inefficiency
:
verimsizliğe yol açmak
lead to inequality
:
eşitsizliğe yol açmak
lead to infertility
:
kısırlığa yol açmak
lead to integration
:
bütünleşmeye/birleşmeye sebep olmak
lead to irritation
:
tahrişe/iritasyona yol açmak
lead to misconception
:
yanlış anlamaya sebep olmak
lead to misunderstanding
:
yanlış anlaşılmaya sebep olmak
lead to outbreak
:
patlak vermeye yol açmak
lead to overthrow
:
hükümeti devirmeye yol açmak
lead to prosecution
:
kovuşturmaya yol açmak
lead to protest
:
protestoya sebep olmak
lead to reappraisal
:
yeniden değerlendirmeye sebep olmak
lead to reduction
:
azalmaya/azaltmaya yol açmak
lead to redundancy
:
fazlalığa yol açmak
lead to reliance
:
birine/bir şeye bağlılığa/güvene sebep olmak
lead to resentment
:
kırılmaya yol açmak
lead to resignation
:
istifaya yol açmak
lead to reversal
:
geri dönüşe yol açmak
lead to revision
:
tekrar gözden geçirmeye yol açmak
lead to revival
:
canlanmaya sebep olmak
lead to rift
:
anlaşmazlığa/çatlağa sebep olmak
lead to ruin
:
enkaza/tahribe sebep olmak
lead to shake-up
:
yeniden oluşturmaya sebep olmak
lead to shift
:
değişikliğe sebep olmak
lead to shortage
:
kıtlığa yol açmak
lead to situation
:
duruma yol açmak
lead to speculation
:
spekülasyona/tahmin yürütmeye sebep olmak
lead to split
:
ayrılmaya/bölünmeye sebep olmak
lead to stagnation
:
durgunluğa yol açmak
lead to success
:
başarıya sebep olmak/başarı ile sonuçlanmak
lead to transformation
:
değişime yol açmak
lead to trouble
:
soruna sebep olmak/dert açmak
lead to uncertainty
:
belirsizliğe yol açmak
lead to understanding
:
anlayışa/birbirini anlamaya/uyuşmaya yol açmak
lead to unhappiness
:
mutsuzluğa yol açmak
alley may lead to
:
sokak arası -e gidebilir/ götürebilir
corridor may lead to
:
koridor -e gidebilir/götürebilir
door may lead to
:
kapı -e gidebilir/götürebilir
finding may lead to
:
bulgu yol açabilir
gate may lead to
:
kapı götürebilir/ yol açabilir
hallway may lead to
:
koridor götürebilir/-e gidebilir
impulse may lead to
:
itici güç yol açabilir
incident may lead to
:
olay yol açabilir
information may lead to
:
bilgi yol açabilir/götürebilir/beraberinde getirebilir
link may lead to
:
bağlantı yol açabilir
mutation may lead to
:
mutasyon/değişim yol açabilir
path may lead to
:
yol, götürebilir/-e gidebilir
reasoning may lead to
:
mantık yol açabilir
shortage may lead to
:
kıtlık yol açabilir
Daha az gör