Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Level ne demek?

Level ne demek? Level ne anlama gelir? Level İngilizce örnek cümle. Level eş anlamlıları.

    level (adj)

    düz

    yatay, aynı hizada, yan yana

    Level (n) Collocations

    absolutely level : tamamen düz
    approximately level : yaklaşık seviye
    completely level : tamamen seviye
    level ground : yer seviyesi, düz arazi
    level (v)

    düzleştirmek

    düzgünleştirmek, tesviye etmek

    yerle bir etmek

    dümdüz etmek, yıkmak

    Level (n) Collocations

    side may level : taraf (lar) eşit düzeye gelebilir
    level (n)

    seviye

    düzey, derece, kat (apartman)

    Level (n) Collocations

    level may change : seviye değişebilir
    level may decrease : seviye düşebilir
    level may differ : seviye farklı olabilir
    level may drop : seviye düşebilir
    level may exceed : seviye aşılabilir
    84 Örnek daha
    level may fall : seviye düşebilir
    level may plummet : seviye düşebilir
    level may rise : seviye yükselebilir
    level may soar : seviye hızla yükselebilir
    level may vary : seviye değişebilir
    achieve level : seviyeye ulaşmak
    adjust level : seviyeyi ayarlamak
    alter level : seviye değiştirmek
    assess level : düzeyi değerlendirmek
    attain level : seviyeye ulaşmak
    boost level : seviyeyi yükseltmek
    change level : seviyeyi/düzeyi değiştirmek
    check level : miktarı/büyüklüğü kontrol etmek
    cheer level : tezahürat seviyesi
    control level : seviyeyi kontrol etmek
    decrease level : seviyesi/düzeyi/miktarı azalmak
    elevate level : seviyeyi yükseltmek
    exceed level : düzeyi aşmak
    improve level : düzeyi iyileştirmek
    increase level : düzeyini artırmak
    lower level : seviyeyi azaltmak
    maintain level : seviyeyi korumak
    measure level : seviyeyi ölçmek
    monitor level : monitör seviyesi
    raise level : seviyeyi artırmak
    reach level : seviyeye ulaşmak
    record level : rekor seviye
    reduce level : seviyesini azaltmak
    regulate level : seviyeyi düzenlemek
    acceptable level : kabul edilebilir seviye
    advanced level : ileri seviye
    dangerous level : tehlikeli seviye
    deep level : derin seviye
    higher level : daha yüksek seviye
    intermediate level : orta düzey
    international level : uluslararası seviye
    local level : yerel seviye
    low level : düşük seviye
    lower level : alt seviye
    maximum level : en yüksek düzey
    minimum level : asgari seviye
    moderate level : orta seviye
    national level : ulusal seviye
    normal level : normal düzey
    realistic level : gerçekçi seviye
    reasonable level : makul seviye
    recommended level : tavsiye edilen seviye
    significant level : önemli seviye
    superficial level : yüzeysel seviye
    unacceptable level : kabul edilemez seviye
    unprecedented level : eşi görülmemiş seviye
    upper level : üst seviye
    general level : genel düzey
    elevated level : yüksek seviye
    generous level : cömert seviye
    excessive level : aşırı seviye
    elementary level : temel seviye
    decreased level : azalan/azalmış seviye
    undetectable level : saptanamayan seviye
    increasing level : artan seviye
    rising level : yükselen seviye
    varying level : değişen seviye
    level may go down : seviye düşebilir
    appropriate level : uygun düzey
    deeper level : daha derin seviye
    high level : yüksek düzey
    increased level : artmış düzey
    overall level : genel olarak seviye
    stress level : stres düzeyi
    rise to level : seviyeye yükselmek
    sea level : deniz seviyesi
    demand level : talep seviyesi
    crisis level : kriz seviyesi
    street level : yer, sokak düzeyi
    pesticide levels : haşere ilacı seviyeleri
    subsistence level : geçim düzeyi
    proficiency level : yeterlik seviyesi
    background level : arka plan/zemin seviyesi
    level of ability : yetenek seviyesi
    ability level : yetenek seviyesi
    acceptability level : kabul edilebilirlik seviyesi
    troop level : askeri birlik seviyesi
    level of humidity : nem oranı
    humidity level : nem seviyesi
    Daha az gör

    Level (n) Preposition Kullanımları

    on a level : bir seviyede
    level of : ...nın seviyesi, düzeyi
    at a ... level : ... bir seviyede
    above a level : bir seviyenin üzerinde
    below a level : bir seviyenin altında
    3 Örnek daha
    at sea level : deniz seviyesinde
    below sea level : deniz seviyesinin altında
    above sea level : deniz seviyesinin üzerinde
    Daha az gör

    Level ile Bağlantılı Kelimeler