Desert makes up over 95 percent of Saudi Arabia.
Suudi Arabistan'ın yüzde 95'ini çöl oluşturur.
Foreign workers make up 30% of his company.
Yabancı işçiler şirketin %30'unu oluşturuyor.
I made up an excuse, and so I didn't have to go to the meeting.
Bir bahane uydurdum, ve böylelikle toplantıya gitmek zorunda kalmadım.
Classroom participation is difficult to make up; therefore, a student's grade may be affected by absences.
Sınıf katılımını telafi etmek zordur; bu nedenle, bir öğrencinin notu devamsızlıktan etkilenebilir.
They made my face up to look like a clown.
Yüzüme palyaço makyajı yaptılar.
I hope the young couple will make up soon.
Umarım genç çift yakında barışır.