He managed the company while his father was ill.
Babası hastayken o şirketi yönetti.
We have managed to overcome the first obstacle.
İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.
He managed to enter the university after failing the examination twice.
Sınavda iki kez kaldıktan sonra üniversiteye girdi.
Jack has never had a steady job, but he's always managed to make ends meet.
Jack hiçbir zaman istikrarlı bir işi olmadı, ancak daima iki yakasını bir araya getirmeyi başarıyor.
He managed to pass his driving test even though he was a poor driver.
Yetersiz bir sürücü olmasına rağmen sürüş testini geçmeyi başardı.