My father objected to my going to the mountain alone.
Babam dağa tek başıma gidişime karşı çıktı.
Every child objects to being treated like a baby.
Her çocuk bebek gibi muamele görmeye itiraz eder.
The first man-made object landed on Mars' surface.
İlk insan yapımı cisim Mars'ın yüzeyine indi.
Rockets have been the objects of fascination for people over the years.
Roketler yıllar boyunca insanlar için hayranlık nesneleridir.
Some microscopes can magnify objects two hundred times.
Bazı mikroskoplar nesneleri iki yüz kat büyütebilir.
The object of the solar panel is to create electricity.
Güneş panelinin amacı, elektrik üretmektir.
The object of educator is to prepare the young to educate themselves throughout their lives.
Eğitimcinin amacı, gençleri yaşamları boyunca kendilerini eğitmeye hazırlamaktır.