Give me two red roses and three white ones.
Bana iki kırmızı gül ve üç tane beyaz olanlardan ver.
You are the one who is responsible for the failure.
Başarısızlıktan sorumlu kişi sensin.
Our new house is twice as big as the old one.
Yeni evimiz eskisinin iki katı büyüklüğünde.
One should do one's homework by oneself.
Kişi kendi ödevini kendi başına yapmalıdır.
One should always tell the truth.
İnsan her zaman doğruyu söylemelidir.
One can travel from Shanghai to Wuhan by water.
Şanghay'dan Wuhan'a su yoluyla seyahat edilebilir.
The taste of fresh milk is superior to the pasteurized one.
Taze sütün tadı pastörize olandan daha iyidir.
A century is one hundred years.
Asır, yüz yıldır.
Camels have either one or two humps.
Develerin ya bir ya da iki hörgücü vardır.