evaluate outcome
:
sonucu değerlendirmek
have outcome
:
sonuç almak
influence outcome
:
sonuçları etkilemek
know outcome
:
sonucu bilmek
measure outcome
:
sonucu ölçmek
predict outcome
:
sonucu tahmin etmek
produce outcome
:
sonuç üretmek
actual outcome
:
fiili sonuç
adverse outcome
:
olumsuz sonuç
bad outcome
:
kötü sonuç
desirable outcome
:
arzu edilen sonuç
desired outcome
:
istenen sonuç
different outcome
:
farklı sonuç
direct outcome
:
doğrudan sonuç
good outcome
:
iyi sonuç
happy outcome
:
mutlu sonuç
immediate outcome
:
acil sonuç
inevitable outcome
:
kaçınılmaz sonuç
likely outcome
:
muhtemel sonuç
logical outcome
:
mantıksal sonuç
long-term outcome
:
uzun vadeli sonuç
negative outcome
:
olumsuz sonuç
political outcome
:
siyasi sonuç
poor outcome
:
kötü sonuç
positive outcome
:
olumlu çıktı/sonuç
possible outcome
:
olası sonuç
practical outcome
:
pratik sonuç
probable outcome
:
olası sonuç
satisfactory outcome
:
tatmin edici sonuç
successful outcome
:
başarılı sonuç
tragic outcome
:
trajik sonuç
ultimate outcome
:
nihai sonuç
unexpected outcome
:
beklenmedik sonuç
unfortunate outcome
:
talihsiz sonuç
unsatisfactory outcome
:
tatmin edici sonuç
fatal outcome
:
ölümcül sonuç
final outcome
:
nihai sonuç
eventual outcome
:
nihai sonuç
expected outcome
:
beklenen sonuç
electoral outcome
:
seçim sonucu
favourable outcome
:
olumlu sonuç
educational outcome
:
eğitimsel sonuç
intended outcome
:
amaçlanan sonuç
anticipated outcome
:
beklenen sonuç
predicted outcome
:
öngörülen sonuç
learning outcome
:
öğrenme çıktısı/sonucu
election outcome
:
seçim sonucu
outcome of an election
:
seçimin sonucu
Daha az gör