gain perspective
:
bakış açısı kazanmak
give perspective
:
bakış açısı kazandırmak
have perspective
:
bakış açısına sahip olmak
lose perspective
:
bakış açısını kaybetmek
maintain perspective
:
bakış açısını korumak
offer perspective
:
bakış açısı sunmak
provide perspective
:
bakış açısısağlamak
put perspective
:
bakış açısı sunmak
shift perspective
:
bakış açısını değiştirmek
take perspective
:
bakış açısı almak
alternative perspective
:
alternatif bakış açısı
balanced perspective
:
dengeli bakış açısı
cultural perspective
:
kültürel bakış açısı
different perspective
:
farklı bakış açısı
global perspective
:
küresel bakış açısı
historical perspective
:
tarihsel bakış açısı
horizontal perspective
:
enine bakış açısı
male perspective
:
erkek bakış açısı
multiple perspective
:
çoklu bakış açısı
narrow perspective
:
dar bakış açısı
new perspective
:
yeni bakış açısı
objective perspective
:
nesnel bakış açısı
personal perspective
:
kişisel bakış açısı
political perspective
:
politik bakış açısı
proper perspective
:
uygun bakış açısı
social perspective
:
sosyal bakış açısı
theoretical perspective
:
kuramsal bakış açısı
true perspective
:
gerçek bakış açısı
unique perspective
:
benzersiz perspektif
vertical perspective
:
dikey perspectif
fresh perspective
:
yeni bakış açısı
female perspective
:
kadın bakış açısı
distorted perspective
:
saptırılmış perspektif
broader perspective
:
kapsamlı bakış açısı
wider perspective
:
daha geniş perspektif
put in perspective
:
perspektife koymak
critical perspective
:
önemli bakış açısı
get into perspective
:
perspektife girmek
keep in perspective
:
perspektifte tutmak
place in perspective
:
perspektif içinde yer almak
national perspective
:
ulusal bakış açısı
present a perspective
:
bir bakış açısı sunmak
Daha az gör