place a bomb
:
bomba yerleştirmek
place call
:
arama yapmak
place confidence
:
güvenmek
place an emphasis
:
...ya vurgu yapmak
place focus
:
yer odağı
place importance
:
önem vermek
place limit
:
sınır getirmek
place limitation
:
sınırlama getirmek
place an order
:
sipariş vermek
place pressure
:
baskı kurmak
place reliance
:
güvenmek, bel bağlamak
place strain
:
yük olmak
place stress
:
bir şeyin üzerinde durmak
place trust
:
güvenmek
place value
:
değer vermek
place carefully
:
dikkatlice yerleştirmek
place conveniently
:
uygun olarak yerleştirmek
place perfectly
:
mükemmel derecede yerleştirmek
place prominently
:
belirgin bir şekilde yerleştirmek
place randomly
:
rastgele yerleştirmek
place uniquely
:
eşsiz bir yer
place in jeopardy
:
tehlikeye atmak
place into jeopardy
:
tehlikeye atmak
place sth under curfew
:
sokağa çıkma yasağı ilan etmek
place faith
:
...ya güvenmek
Daha az gör