Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Power ne demek?

Power ne demek? Power ne anlama gelir? Power İngilizce örnek cümle. Power eş anlamlıları.

    power (v)

    enerji sağlamak

    güç sağlamak

    Power (n) Collocations

    motor may power : motor güç sağlayabilir
    power generator : jeneratörü çalıştırmak
    unequal power : eşit olmayan güç
    powered wheelchair : akülü tekerlekli sandalye
    power (n)

    güç

    yetki, iktidar, otorite

    Power (n) ingilizce örnek cümle

    It looks like the party in power will win the upcoming election.

    İktidardaki parti yaklaşan seçimleri kazanacak gibi görünüyor.

    World leaders today have the power to destroy all life on Earth.

    Bugün dünya liderlerinin, dünyadaki tüm yaşamı yok etme gücü vardır.

    The dictator had been in power for seven years.

    Diktatör yedi yıldır iktidardaydı.

    He remained in power as president for 30 years, until his death in 2000.

    2000 yılındaki ölümüne kadar 30 yıl boyunca cumhurbaşkanı olarak iktidarda kaldı.

    In 332 BC, Alexander the Great came into power.

    MÖ 332'de Büyük İskender iktidara geldi.

    The US is the greatest economic power in the world.

    ABD, dünyanın en büyük ekonomik gücüdür.

    enerji

    güç, elektrik

    Power (n) ingilizce örnek cümle

    What will happen if there's power failure now?

    Şimdi elektrik kesintisi olursa ne olacak?

    I want a car that runs on solar power.

    Güneş enerjisiyle çalışan bir araba istiyorum.

    Power (n) Collocations

    power may run : güç çalıştırabilir
    abuse power : yetkilerini istismar etmek
    assume power : kontrolü devralmak
    confer power : güç sağlamak
    develop power : güç geliştirmek
    77 Örnek daha
    exercise power : yetki kullanmak
    gain power : güç kazanmak
    generate power : güç/elektrik üretmek
    give power : güç vermek
    grant power : güç vermek
    harness power : ... gücünden yararlanmak
    have power : gücüne sahip olmak
    hold power : gücü tutmak
    limit power : gücü sınırlandırmak
    lose power : güç kaybetmek
    possess power : güce sahip olmak
    produce power : enerji üretmek
    provide power : güç sağlamak
    seize power : iktidarı/gücü ele geçirmek
    take power : iktidara gelmek/gücü ele almak
    underestimate power : gücünü hafife almak
    use power : güç kullanmak
    wield power : güç kullanmak (baskı yapmak)
    absolute power : mutlak güç
    allied power : müttefik güç
    arbitrary power : keyfi güç
    awesome power : dehşet verici güç
    colonial power : sömürgeci güç
    destructive power : yıkıcı güç
    great power : büyük güç
    hydroelectric power : hidroelektrik güç
    imperial power : emperyal güç
    industrial power : endüstriyel güç
    legal power : kanun gücü
    legislative power : kanun çıkarma yetkisi
    limited power : sınırlı güç
    major power : büyük güç
    military power : askeri güç
    naval power : denizcilik gücü
    nuclear power : nükleer enerji
    political power : siyasi güç
    real power : gerçek güç
    solar power : güneş enerjisi
    special power : özel güç
    supernatural power : doğaüstü güç
    terrible power : müthiş güç
    ultimate power : büyük güç
    full power : tam güç
    foreign power : dış mihrak
    economic power : iktisadi güç
    electric power : elektrik gücü
    enormous power : muazzam güç
    executive power : yürütme yetkisi
    electrical power : elektrik gücü
    healing power : iyileştirici güç
    occupying power : işgal gücü
    come to power : iktidara gelmek
    turn off power : gücü/elektriği kesmek
    explanatory power : açıklayıcı güç
    predictive power : öngörü gücü
    purchasing power : satın alma gücü
    cut off power : elektriği kesmek
    restore to power : güce kavuşmak
    rise to power : iktidara yükselmek
    union power : sendika gücü
    power struggle : güç mücadelesi
    come into power : iktidara gelmek
    turn on power : gücü/elektriği açmak
    wind power : rüzgar gücü/enerjisi
    nuclear power plant : nükleer enerji santrali
    steam power : buhar gücü
    curative power : iyileştirici güç
    accede to power : iktidara gelmek
    accession to power : iktidara gelme
    the balance of power : güç dengesi
    lung power : akciğer gücü
    power bank : taşınabilir şarj aleti
    battery power : pil gücü
    power outage : elektrik kesintisi
    party in power : iktidar partisi
    power dressing : güçlü bir imaj verecek şekilde giyinme
    power station : enerji istasyonu
    Daha az gör

    Power (n) Preposition Kullanımları

    through the power of : ...-in gücü yoluyla
    beyond sb/sth's power : birinin/bir şeyin gücünün ötesinde
    in sb's power : birinin gücünde
    within sb's power : birinin gücü içinde
    powers as : ...olarak güç
    4 Örnek daha
    power for : ... için güç
    power over : ...üzerinde güç, iktidar
    in power : iktidarda
    power of : ...nın gücü
    Daha az gör