encounter prejudice
:
önyargı ile karşılaşmak
eradicate prejudice
:
önyargıyı ortadan kaldırmak
express prejudice
:
önyargıyı ifade etmek
face prejudice
:
önyargı ile yüzleşmek
fight prejudice
:
önyargılı mücadele etmek
have prejudice
:
önyargılı olmak
hold prejudice
:
önyargılı olmak
overcome prejudice
:
önyargının üstesinden gelmek
reinforce prejudice
:
ön yargıyı güçlendirmek/pekiştirmek
suffer prejudice
:
önyargıdan sıkıntı çekmek
anti-gay prejudice
:
eşcinsel karşıtı önyargı
blatant prejudice
:
bariz önyargı
blind prejudice
:
kör önyargı
cultural prejudice
:
kültürel önyargı
deep prejudice
:
derin önyargı
deep-seated prejudice
:
derin önyargı
irrational prejudice
:
mantıksız önyargı
old prejudice
:
eski önyargı
personal prejudice
:
kişisel önyargı
political prejudice
:
siyasi önyargı
popular prejudice
:
popüler önyargı
racial prejudice
:
ırkçı önyargı
religious prejudice
:
dini önyargı
serious prejudice
:
ciddi önyargı
sexist prejudice
:
cinsiyetçi önyargı
social prejudice
:
sosyal önyargı
strong prejudice
:
güçlü önyargı
unfair prejudice
:
haksız önyargı
ethnic prejudice
:
etnik önyargı
deep-rooted prejudice
:
köklü önyargı
break down prejudice
:
ön yargıyı yıkmak
break down prejudice
:
önyargıyı yıkmak
put aside prejudice
:
önyargıyı bir kenara koymak
Daha az gör