The dentist pulled out his decayed tooth.
Diş hekimi çürümüş dişini çekip çıkardı.
He reached in his pocket and pulled out his wallet.
Cebine uzandı ve cüzdanını çekip çıkardı.
The traffic was so bad that it took me ages to pull out.
Trafik o kadar kötüydü ki hareket etmem çok uzun sürdü.
When the military pulled out, many injured people were left behind.
Ordu çekildiğinde birçok yaralı insan geride kaldı.