At the end of a busy day, she put on her pyjamas and climbed into bed.
Yoğun bir günün sonunda pijamalarını giyip yatağın içine girdi.
He put on sunglasses to protect his eyes from ultraviolet rays.
Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.
After getting married, my wife put on five kilos.
Evlendikten sonra karım beş kilo aldı.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
Kilo alacağı korkusuyla rejimde.