I can't put up with such bad conditions any more.
Artık böyle kötü koşullara katlanamıyorum.
She could no longer put up with his insulting words.
Onun aşağılayıcı sözlerine daha fazla katlanamazdı.
I have to put up with my husband’s snoring.
Kocamın horlamasına katlanmak zorundayım.