We will inevitably run out of oil, coal and natural gas.
Kaçınılmaz olarak petrol, kömür ve doğal gazı tüketeceğiz.
We ran out of gas on the way to the theatre.
Tiyatroya giderken benzinimiz bitti.
We've run out of paper for the photocopier.
Fotokopi makinesi için kağıdımız bitti.
If you run out of cash, you can fall back on your savings in the bank.
Nakdiniz tükendiğinde, bankadaki birikimlerinize başvurabilirsiniz.
Having run out of money, I had to return to home.
Param bittiğinde eve geri dönmek zorunda kaldım.