create sense
:
duygu oluşturmak
develop sense
:
farkındalık geliştirmek
dull sense
:
hissi azaltmak
experience sense
:
his/duygu yaşamak
gain sense
:
farkındalık sağlamak
have sense
:
mantıklı olmak
make sense
:
mantıklı olmak
provide sense
:
... hissini vermek
regain sense
:
duyuyu geri kazanmak
retain sense
:
duygusunu koru
acute sense
:
keskin duyu
accepted sense
:
kabul edilen anlam
bad sense
:
kötü his
broad sense
:
geniş anlam
common sense
:
sağduyu
conventional sense
:
geleneksel anlam
developed sense
:
gelişmiş duyu
good sense
:
iyi duyu
growing sense
:
büyüyen his
keen sense
:
keskin duyu
literal sense
:
gerçek anlam
overwhelming sense
:
güçlü/yoğun/derin his
profound sense
:
derin anlam
real sense
:
gerçek anlam
slight sense
:
hafif duyu
strong sense
:
güçlü duygu
technical sense
:
teknik anlamda
wonderful sense
:
harika his
general sense
:
genel anlam
economic sense
:
ekonomik anlam
heightened sense
:
yüksek duyu
specific sense
:
özel anlam
make sense of sth
:
bir şeyi anlamlandırmak
in the strict sense of the word
:
kelimenin tam anlamıyla
a sense of balance
:
denge algısı / duyusu
a sense of self
:
benlik algısı
sense of humour
:
mizah anlayışı
sense of taste
:
tat alma duyusu
sense of smell
:
koku alma duyusu
sense of touch
:
dokunma duyusu
Daha az gör