really serious
:
gerçekten ciddi
terribly serious
:
çok ciddi
entirely serious
:
tamamen ciddi
extremely serious
:
son derece ciddi
deadly serious
:
ölümcül ciddi
serious accident
:
ciddi kaza
serious alternative
:
ciddi alternatif
serious answer
:
ciddi cevap
serious assault
:
ciddi/ağır saldırı
serious attempt
:
ciddi girişim
serious breach
:
büyük/ciddi ihlal
serious business
:
ciddi iş
serious casualty
:
ciddi zayiat
serious challenge
:
ciddi sorun/engel
serious commitment
:
ciddi bağlılık
serious complaint
:
ciddi şikayet
serious complication
:
ciddi komplikasyon
serious concern
:
ciddi endişe
serious condition
:
ciddi durum
serious consequence
:
ciddi sonuç
serious corruption
:
ciddi yolsuzluk
serious crime
:
ağır suç
serious crisis
:
ciddi kriz/bunalım
serious criticism
:
ciddi eleştiri
serious damage
:
ciddi hasar
serious danger
:
ciddi tehlike
serious decline
:
ciddi düşüş, azalma
serious deficiency
:
ciddi eksiklik
serious deficit
:
ciddi açık
serious difference
:
ciddi fark
serious difficulty
:
ciddi zorluk
serious dilemma
:
ciddi ikilem /çelişki
serious disability
:
ciddi sakatlık
serious disagreement
:
ciddi anlaşmazlık
serious disappointment
:
büyük hayal kırıklığı
serious discrepancy
:
ciddi tutarsızlık
serious disease
:
ciddi hastalık
serious disorder
:
ciddi bozukluk
serious disturbance
:
ciddi rahatsızlık, karışıklık
serious drawback
:
ciddi dezavantaj
serious effect
:
ciddi etki
serious effort
:
ciddi/önemli çaba
serious erosion
:
ciddi erozyon
serious failure
:
ciddi yetmezlik/bozukluk/kusur
serious fighting
:
ciddi kavga
serious fire
:
ciddi/tehlikeli yangın
serious gap
:
ciddi fark
serious handicap
:
ciddi engel
serious harm
:
ciddi zarar
serious hazard
:
ciddi tehlike
serious heart attack
:
ciddi kalp krizi
serious hindrance
:
ciddi engel
serious illness
:
ciddi hastalık
serious imbalance
:
ciddi/ağır dengesizlik
serious impact
:
ciddi etki
serious implication
:
ciddi sonuç
serious inconvenience
:
ciddi rahatsızlık
serious infection
:
ciddi enfeksiyon
serious injury
:
ağır yaralanma
serious interest
:
ciddi ilgi
serious irregularity
:
ciddi düzensizlik
serious issue
:
ciddi sorun
serious lack
:
ciddi eksiklik
serious loss
:
ciddi kayıp
serious matter
:
ciddi mesele
serious menace
:
ciddi tehdit
serious mishap
:
ciddi aksilik
serious mistake
:
ciddi hata
serious offence
:
ciddi saldırı
serious prejudice
:
ciddi önyargı
serious problem
:
ciddi sorun
serious quarrel
:
ciddi tartışma
serious question
:
ciddi soru
serious repercussion
:
ciddi yansıma
serious revolt
:
ciddi isyan
serious shortage
:
ciddi kıtlık
serious shortcoming
:
ciddi eksiklik
serious side effect
:
ciddi yan etki
serious subject
:
ciddi konu
serious symptom
:
ciddi belirti
serious threat
:
ciddi tehdit
serious trouble
:
ciddi sorun
serious underestimate
:
ciddi küçümseme
serious weakness
:
ciddi zayıflık
become serious
:
ciddileşmek/ciddi hale gelmek
Daha az gör