The company has shifted production from Jamaica to the Dominican Republic.
Şirket, üretimi Jamaika'dan Dominik Cumhuriyeti'ne değiştirdi.
He kept shifting his weight from one foot to the other.
Ağırlığını bir ayağından diğerine aktarmaya devam etti.
Naomi shifted her bag from one hand to the other.
Naomi çantasını bir elinden diğerine kaydırdı.
Factory workers usually work on shifts that can be day or night.
Fabrika işçileri genellikle gündüz veya gecce olabilecek vardiyalarla çalışırlar.
Nurses often work long shifts at a doctor's office or hospital.
Hemşireler genellikle bir doktor ofisinde veya hastanede uzun vardiyalarla çalışırlar.
There has been a shift from smokestack industries into high-tech ones.
Baca endüstrilerinden yüksek teknolojili endüstrilere bir geçiş olmuştur.
The influx of refugees has led to a significant population shift, as they choose to settle inland rather than near the borders.
Mülteci akını, sınırlara yakın yerlere yerleşmek yerine iç bölgelere yerleşmeyi seçtikleri için önemli bir nüfus kaymasına yol açtı.
The 1990s have seen a shift to democratic government in Eastern Europe.
1990'lar Doğu Avrupa'da demokratik hükümete doğru bir değişim gördü.