represent state
:
devleti temsil etmek
acceptable state
:
kabul edilebilir durum
advanced state
:
gelişmiş devlet
appalling state
:
berbat durum
awful state
:
kötü durum
bad state
:
kötü durum
constant state
:
sabit, değişmez durum
continuous state
:
sürekli durum
current state
:
mevcut durum
good state
:
iyi durum
independent state
:
bağımsız devlet
mental state
:
psikolojik durum
natural state
:
doğal hal
nervous state
:
gergin durum
physical state
:
fiziksel durum
poor state
:
fakir devlet
present state
:
şimdiki durum
previous state
:
önceki devlet
sovereign state
:
egemen devlet
terrible state
:
korkunç/ kötü durum
totalitarian state
:
totaliter devlet
weak state
:
zayıf devlet
failed state
:
başarısız devlet
foreign state
:
yabancı devlet
emotional state
:
duygusal durum
altered state
:
değişmiş devlet
democratic state
:
demokratik devlet
federal state
:
federal devlet
go into state
:
hâle, duruma girmek
live in state
:
eyalette yaşamak
mood state
:
ruh hali durumu
state of emergency
:
olağanüstü hal
welfare state
:
refah devleti
state of mind
:
ruh hali, haleti ruhiye
persistent vegetative state
:
bitkisel hayat
state law
:
eyalet kanunu
vegetative state
:
bitkisel hayat
go into vegetative state
:
bitkisel hayata girmek
Daha az gör