Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Stress ne demek?

Stress ne demek? Stress ne anlama gelir? Stress İngilizce örnek cümle. Stress eş anlamlıları.

    stress (v)

    vurgulamak

    üzerinde durmak

    Stress (v) ingilizce örnek cümle

    The health report stresses the importance of fresh food in a diet.

    Sağlık raporu, bir beslenmede taze yiyeceklerin önemini vurgulamaktadır.

    stres olmak

    gerilmek, baskı altında hissetmek

    Stress (v) ingilizce örnek cümle

    The students are stressing about their exams.

    Öğrenciler sınavlar konusunda strese giriyorlar.

    Many people in İstanbul have stressed about the next big deadly earthquake.

    İstanbul'da birçok insan bir sonraki büyük ölümcül deprem konusunda strese girmiş durumda.

    Stress (v) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, vurgulamak anlamında kullanılabilir.
    emphasize (v) : vurgulamak
    stress (v) : vurgulamak, stres olmak
    underline (v) : altını çizmek
    highlight (v) : vurgulamak
    accent (v) : vurgulamak
    accentuate (v) : vurgulamak


    Stress (n) Collocations

    report may stress : rapor vurgulayabilir
    stress belief : inancı vurgulamak
    stress continuity : devamlı vurgulamak
    stress difference : farkı vurgulamak
    stress importance : önemi vurgulamak
    5 Örnek daha
    stress necessity : gerekliliği vurgulamak
    stress need : ihtiyacı vurgulamak
    stress role : rolü vurgulamak
    stress continually : sürekli vurgu yapmak
    stress repeatedly : defalarca vurgulamak
    Daha az gör
    stress (n)

    stres

    sıkıntı, gerilim, baskı

    Stress (n) ingilizce örnek cümle

    The Japanese economy is going through a period of great stress.

    Japon ekonomisi büyük bir stres döneminden geçiyor.

    The best way to get rid of stress is to do a little exercise.

    Stresten kurtulmanın en iyi yolu küçük bir egzersiz yapmaktır.

    vurgu

    vurgulama

    Stress (n) ingilizce örnek cümle

    The author laid stress on the importance of education in her book.

    Yazar, kitabında eğitimin önemini vurguladı.

    Stress (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler; vurgu, vurgulama anlamında kullanılabilir.
    emphasis (n) : vurgu
    stress (n) : stres, vurgu
    importance (n) : önem
    priority (n) : öncelik
    significance (n) : önem
    accent (n) : aksan, vurgu
    accentuation (n) : vurgulama


    Stress (n) Collocations

    stress may cause : stres neden olabilir
    stress may fall : stres azalabilir
    stress may go : stres gidebilir
    stress may trigger : stres tetikleyebilir
    alleviate stress : stresi hafifletmek
    52 Örnek daha
    apply stress : baskı uygulamak
    avoid stress : stresten kaçınmak
    bear stress : strese dayanmak
    calculate stress : gerilmeyi/ağırlığı hesaplamak
    carry stress : vurgu olmak
    cause stress : strese sebep olmak
    create stress : stres yaratmak
    decrease stress : stresi azaltmak
    ease stress : stresi hafifletmak
    endure stress : strese dayanmak
    exert stress : vurgu yapmak
    experience stress : stres yaşamak
    handle stress : stresle başa çıkmak
    have stress : stresli olmak
    increase stress : stresi arttırmak
    lay stress : vurgulamak
    lessen stress : stresi azaltmak
    manage stress : stresi yönetmek
    mark stress : vurgulamak
    minimize stress : stresi en aza indir
    place stress : bir şeyin üzerinde durmak
    put stress : vurgulamak, baskı uygulamak
    reduce stress : stresi azaltmak
    relieve stress : stresi azaltmak/gidermek
    remove stress : stresi uzaklaştırmak
    stand stress : sıkıntıyla başa çıkmak
    withstand stress : strese dayanmak
    daily stress : günlük stres
    added stress : ek stres
    considerable stress : kayda değer stres
    constant stress : sürekli stres
    high stress : yüksek stres
    major stress : büyük stres
    mental stress : zihinsel baskı
    primary stress : başlıca stres/önem
    psychological stress : psikolojik stres
    secondary stress : ikincil stres
    social stress : sosyal stres
    extreme stress : yoğun stres
    enormous stress : muazzam stres
    emotional stress : duygusal stres
    excessive stress : aşırı stres
    environmental stress : çevresel stres
    chronic stress : kronik stres
    post-traumatic stress : travma sonrası stres
    work-related stress : işle ilgili stres
    stress level : stres düzeyi
    cope with stress : stresle başa çıkmak
    stress may bring about : stres sebep olabilir
    stress may bring on : stres ...ya neden olabilir
    water stress : su stresi
    suffer from stress : stres yaşamak
    Daha az gör

    Stress (n) Preposition Kullanımları

    with the stress on : ... üzerindeki stres ile
    under stress : stres altında
    stress on : ... üzerine baskı, vurgu

    Stress ile Bağlantılı Kelimeler