strong enough
:
yeterince güçlü
strong accent
:
güçlü aksan
strong argument
:
güçlü tartışma
strong association
:
güçlü ilişki
strong attraction
:
güçlü cazibe
strong back
:
kaslı/güçlü sırt
strong background
:
güçlü geçmiş
strong backing
:
sağlam / güvenilir destek
strong bag
:
sağlam çanta
strong balance sheet
:
güçlü bilanço
strong belief
:
güçlü inanç
strong bond
:
güçlü bağ
strong bone
:
güçlü kemik
strong breeze
:
güçlü meltem
strong campaign
:
güçlü kampanya
strong candidate
:
güçlü aday
strong chance
:
güçlü şans
strong chest
:
güçlü göğüs
strong claim
:
güçlü iddia/hak talebi
strong claw
:
güçlü pençe
strong commitment
:
güçlü bağlılık
strong confidence
:
güçlü güven
strong connection
:
güçlü bağlantı
strong constitution
:
güçlü anayasa
strong contrast
:
güçlü zıtlık
strong core
:
güçlü çekirdek
strong correlation
:
güçlü ilişki
strong current
:
güçlü akıntı
strong defence
:
güçlü savunma
strong demand
:
yoğun talep/istek
strong desire
:
güçlü arzu
strong disagreement
:
güçlü anlaşmazlık
strong drug
:
güçlü ilaç
strong earthquake
:
güçlü deprem
strong effect
:
güçlü etki
strong emotion
:
güçlü duygu
strong emphasis
:
güçlü vurgu
strong enforcement
:
güçlü yaptırım
strong evidence
:
güçlü delil
strong favourite
:
güçlü favori
strong field
:
güçlü alan
strong focus
:
güçlü odak
strong force
:
baskın kuvvet
strong gain
:
sağlam/çok kazanç
strong government
:
güçlü hükümet
strong gravity
:
güçlü yer çekimi
strong ground
:
sağlam/güçlü zemin
strong growth
:
istikrarlı büyüme
strong identity
:
güçlü kimlik
strong impact
:
güçlü etki
strong inclination
:
güçlü eğim
strong indication
:
sağlam belirti
strong influence
:
güçlü etki
strong interaction
:
güçlü etkileşim
strong jaw
:
güçlü çene
strong language
:
sert dil/küfürlü konuşma
strong leadership
:
güçlü / etkin liderlik
strong leg
:
güçlü bacak
strong link
:
güçlü bağlantı
strong loyalty
:
güçlü sadakat
strong majority
:
güçlü çoğunluk
strong male
:
güçlü erkek
strong medicine
:
güçlü ilaç
strong memory
:
güçlü hafıza
strong nation
:
güçlü ulus
strong objection
:
güçlü itiraz
strong opinion
:
güçlü fikir
strong opponent
:
güçlü rakip
strong opposition
:
güçlü direniş, sert muhalefet
strong personality
:
güçlü kişilik
strong preference
:
güçlü tercih
strong prejudice
:
güçlü önyargı
strong pressure
:
güçlü basınç
strong profit
:
güçlü kar
strong reaction
:
güçlü tepki
strong relationship
:
güçlü ilişki
strong representation
:
güçlü temsil
strong resemblance
:
güçlü benzerlik
strong resistance
:
güçlü direniş
strong sense
:
güçlü duygu
strong similarity
:
güçlü benzerlik
strong smell
:
keskin koku
strong solution
:
güçlü/yoğun çözelti
strong stomach
:
güçlü mide / sağlam mide
strong suggestion
:
güçlü öneri
strong support
:
güçlü destek
strong tea
:
koyu çay
strong team
:
güçlü takım
strong tendency
:
güçlü eğilim
strong tie
:
güçlü bağ
strong urge
:
güçlü dürtü
strong view
:
güçlü görüş
strong voice
:
güçlü ses
strong wind
:
sert rüzgar
become strong
:
güçlü hale gelmek
feel strong
:
güçlü hissetmek
get strong
:
güçlenmek
grow strong
:
güçlenmek
keep sth strong
:
bir şeyi güçlü tutmak
look strong
:
güçlü görünmek
make sb strong
:
birini güçlendirmek
remain strong
:
güçlü kalmak
stay strong
:
güçlü kalmak
strong glue
:
güçlü tutkal
Daha az gör