graft may take
:
doku nakli kabul edilebilir
journey may take
:
yolculuk ... süre sürebilir
robber may take
:
soyguncu alabilir
route may take
:
rota geçilebilir
thief may take
:
hırsız alabilir
verb may take
:
fiil alabilir
walk may take
:
yürüyüş alabilir
win may take
:
zafer korunabilir
take abuse
:
istismara uğramak
take action
:
harekete geçmek, adım atmak
take aim
:
nişan almak
take antibiotic
:
antibiyotik almak
take approach
:
yaklaşım izlemek/uygulamak
take aspirin
:
aspirin almak
take baby
:
bebeği almak
take bait
:
yemi|zokayı yutmak
take bath
:
banyo yapmak
take a bite
:
ısırık almak
take bow
:
eğilerek selam vermek
take a break
:
ara vermek
take a breath
:
nefes/soluk almak
take a bribe
:
rüşvet almak
take a bus
:
otobüsle gitmek
take car
:
araba almak
take care
:
dikkat etmek
take a castle
:
bir kaleyi ele geçirmek
take casualty
:
zayiat vermek
take census
:
nüfus sayımını yapmak
take chance
:
şansını denemek
take charge
:
sorumluluk üstlenmek, görev almak
take class
:
ders almak
take comfort
:
teselli bulmak
take commitment
:
sorumluluk almak
take contraceptive
:
doğum kontrol hapı almak
take control
:
kontrolü almak
take course
:
seyrinde gitmek/ders almak
take cover
:
saklanmak / sığınmak
take cue
:
feyzalmak
take decision
:
karar almak
take delivery
:
teslim almak
take a dip
:
(suya) dalıp çıkmak | ani düşüş yaşamak
take direction
:
yol izlemek
take donation
:
bağış almak
take dosage
:
doz almak
take dose
:
doz almak
take drug
:
ilaç almak
take effect
:
etkisini göstermek, yürürlüğe girmek
take effort
:
çaba istemek/gerektirmek
take elevator
:
asansöre binmek
take essentials
:
gereksinimleri almak
take an exam
:
sınava girmek
take examination
:
sınava girmek
take exercise
:
egzersiz yapmak
take form
:
biçim, şekil almak
take guts
:
cesaret istemek
take hold
:
yerleşmek, kök salmak
take a holiday
:
tatil yapmak
take hostage
:
rehin almak
take ... hours
:
... saat sürmek
take initiative
:
inisiyatif kullanmak
take inspiration
:
esinlenmek
take an interest
:
alaka duymak/göstermek
take a job
:
işe girmek
take a joke
:
şakayı kaldırmak
take lead
:
önderlik etmek
take leap
:
sıçramak|hamle yapmak
take leave
:
izin kullanmak
take lesson
:
ders almak
take liberty
:
cürret etmek, cesaretinde bulunmak
take life
:
can almak
take loss
:
para kaybetmek
take measure
:
önlem almak
take measurement
:
ölçü almak
take medication
:
ilaç almak
take medicine
:
ilaç almak
take ... minutes
:
... dakika sürmek
take month
:
ay sürmek
take a lot of nerve
:
yürek istemek / cesaret gerektirmek
take a note
:
not almak
take notice
:
farkına varmak
take an oath
:
yemin etmek
take offer
:
teklif almak
take office
:
göreve gelmek
take order
:
emir/sipariş almak
take ownership
:
sahipliği almak
take part
:
yer / rol almak
take pause
:
ara vermek
take perspective
:
bakış açısı almak
take photograph
:
fotoğraf çekmek
take a pill
:
hap almak
take place
:
meydana gelmek
take pleasure
:
zevk almak
take point of view
:
bakış açısı benimsemek
take possession
:
malı ele geçirmek
take power
:
iktidara gelmek/gücü ele almak
take practice
:
pratik gerektirmek
take precaution
:
önlem almak
take precedence
:
önüne geçmek
take priority
:
öncelikli olmak
take prisoner
:
esir almak
take profit
:
kar
take punishment
:
ceza almak
take quiz
:
küçük sınava girmek
take rejection
:
reddedilmek
take remedy
:
tedavi olmak, ilaç kullanmak
take responsibility
:
sorumluluk almak
take rest
:
dinlenmek
take revenge
:
intikam almak
take risk
:
risk almak
take road
:
yoldan gitmek / yolu kullanmak
take role
:
rol üstlenmek
take root
:
kök salmak
take route
:
rota almak
take sample
:
örnek almak
take seat
:
oturmak
take ... seconds
:
... saniye sürmek
take shape
:
şekil almak
take shelter
:
sığınmak
take a shower
:
duş almak
take siesta
:
şekerleme yapmak / kestirmek
take stage
:
sahne almak | sahneye çıkmak
take stairs
:
merdivenden çıkmak
take stand
:
taraf tutmak, görüş benimsemek
take step
:
adım atmak
take stride
:
adım atmak
take stroll
:
gezintiye çıkmak
take supplement
:
takviye almak
take tablet
:
hap almak
take a taxi
:
taksiyle gitmek
take test
:
test olmak
take throne
:
tahtı ele geçirmek
take time
:
zaman almak
take tissue
:
mendil almak
take a toll
:
kayba/hasara neden olmak
take train
:
trene binmek
take tram
:
tramvaya binmek
take trip
:
geziye çıkmak
take turn
:
şekil almak, başka yön almak
take vacation
:
tatile çıkmak
take view
:
görüş benimsemek
take vitamin
:
vitamin almak
take vote
:
oylama yapmak
take a walk
:
yürüyüşe çıkmak
take ... week
:
... hafta sürmek
take a while
:
biraz vakit almak
take X-ray
:
röntgen çekmek
take year
:
yıl sürmek
take seriously
:
ciddiye almak
be taken alive
:
canlı alınmak
take into consideration
:
hesaba katmak
take pride
:
gurur duymak
take long
:
uzun sürmek
take safety precaution
:
güvenlik önlemi almak
baby may take his/her first steps
:
bebek ilk adımlarını atabilir
take joint action
:
birlikte hareket etmek
take sth from bag
:
çantadan bir şey almak
take sth out of bag
:
çantadan bir şey almak
take a journey
:
yolculuğa çıkmak
take sb to casualty
:
birini acile götürmek
take pity
:
acımak / insaf etmek
take as an example
:
ötnek almak
take objection
:
itiraz etmek
take a heavy toll
:
büyük zarar vermek
take the Hippocratic oath
:
Hipokrat yemini etmek
take example
:
örnek almak
take into custody
:
gözaltına almak
take a left
:
sola dönmek
take wing
:
kanatlanmak
take photo
:
fotoğraf çekmek
Daha az gör