simply terrible
:
sadece/ tek kelimeyle korkunç
truly terrible
:
gerçekten korkunç
just terrible
:
tam anlamıyla korkunç
terrible accident
:
korkunç kaza
terrible acne
:
korkunç sivilce
terrible act
:
korkunç / berbat hareket
terrible atrocity
:
korkunç vahşet
terrible beating
:
korkunç dayak / yenilgi
terrible blow
:
büyük darbe/ şok / hayal kırıklığı
terrible blunder
:
korkunç/berbat gaf
terrible bore
:
korkunç can sıkıcı şey/ sıkıntı
terrible burden
:
büyük/müthiş yük/ sorumluluk
terrible burn
:
korkunç/berbat yanık
terrible business
:
feci/ berbat iş
terrible catastrophe
:
korkunç facia
terrible clarity
:
korkunç netlik
terrible commotion
:
korkunç kargaşa/ayaklanma
terrible complex
:
korkunç karmaşık
terrible condition
:
korkunç durum/koşul
terrible consequence
:
korkunç/ olumsuz/ zararlı sonuç
terrible cost
:
korkunç maliyet/ bedel
terrible cough
:
korkunç/kötü öksürük
terrible crash
:
korkunç çarpışma/ gürültü
terrible crime
:
dehşet verici suç
terrible crisis
:
dehşet verici/ korkunç kriz
terrible cry
:
korkunç ağlama
terrible curse
:
korkunç beddua
terrible danger
:
korkunç tehlike
terrible day
:
korkunç gün (gündüz)
terrible death
:
korkunç ölüm
terrible deed
:
korkunç eylem
terrible dilemma
:
korkunç ikilem
terrible din
:
korkunç gürültü
terrible disappointment
:
korkunç/müthiş hayal kırıklığı
terrible disaster
:
korkunç felaket
terrible disservice
:
korkunç zarar
terrible dream
:
korkunç rüya
terrible drought
:
korkunç kuraklık
terrible face
:
berbat/ çok kötü yüz
terrible fall
:
korkunç düşüş /kaza
terrible famine
:
korkunç kıtlık
terrible fate
:
korkunç kader
terrible fear
:
büyük/müthiş korku
terrible feeling
:
berbat / kötü his
terrible fight
:
korkunç çekişme
terrible force
:
büyük/feci güç/şiddet
terrible fright
:
müthiş korku
terrible fuss
:
feci / müthiş telaş/yaygara
terrible gash
:
berbat (ciltte) kesik
terrible guilt
:
korkunç/ berbat suçluluk (hissi)
terrible habit
:
kötü/berbat alışkanlık
terrible handwriting
:
berbat/karmakarışık el yazısı
terrible headache
:
feci/şiddetli baş ağrısı
terrible heat
:
müthiş ısı
terrible hurry
:
feci/çok acele
terrible illness
:
korkunç/şiddetli hastalık
terrible incident
:
korkunç olay
terrible indictment
:
korkunç suçlama / itham
terrible injury
:
korkunç yaralanma/ sakatlık
terrible injustice
:
korkunç/ büyük adaletsizlik
terrible insult
:
korkunç hakaret/aşağılama
terrible job
:
berbat iş
terrible journey
:
berbat yolculuk
terrible liar
:
feci/büyük yalancı
terrible loneliness
:
korkunç yalnızlık
terrible longing
:
müthiş özlem
terrible loss
:
korkunç kayıp (ölüm)
terrible luck
:
kötü şans
terrible massacre
:
korkunç katliam
terrible memory
:
berbat hafıza
terrible mess
:
berbat dağınıklık/ karışıklık
terrible mistake
:
dehşet verici hata
terrible misunderstanding
:
korkunç/ büyük yanlış anlama
terrible mood
:
korkunç/ kötü ruh hali
terrible murder
:
korkunç/ dehşet verici cinayet
terrible news
:
korkunç haber
terrible nightmare
:
korkunç /dehşet verici kâbus
terrible noise
:
korkunç/ berbat gürültü
terrible odds
:
korkunç olasılık
terrible ordeal
:
korkunç bela
terrible pain
:
korkunç/şiddetli acı / ağrı
terrible place
:
korkunç/ berbat yer
terrible power
:
müthiş güç
terrible precedent
:
çok kötü emsal
terrible predicament
:
korkunç kötü durum / çıkmaz
terrible problem
:
korkunç sorun
terrible racket
:
korkunç gürültü
terrible rage
:
korkunç öfke
terrible realization
:
korkunç farkına varma
terrible reputation
:
müthiş itibar/ün
terrible retribution
:
korkunç ceza/ cezalandırma
terrible risk
:
korkunç/ büyük risk/ tehlike
terrible roar
:
korkunç kükreme / gürleme
terrible row
:
berbat/ kötü tartışma
terrible saga
:
üzücü destan
terrible scare
:
ana korku
terrible scene
:
dehşet verici olay/ rezalet
terrible scream
:
korkunç çığlık
terrible secret
:
dehşet verici sır
terrible service
:
korkunç/ feci hizmet
terrible shadow
:
dehşet verici gölge
terrible shame
:
korkunç utanç (verici şey)/ yüz karası
terrible shape
:
korkunç/kötü durum
terrible shock
:
korkunç şok
terrible sight
:
korkunç görüntü
terrible situation
:
korkunç durum
terrible slaughter
:
korkunç/ vahşi katliam
terrible smell
:
korkunç koku
terrible sorrow
:
korkunç/ derin üzüntü
terrible state
:
korkunç/ kötü durum
terrible stench
:
korkunç kötü koku
terrible storm
:
korkunç fırtına
terrible story
:
korkunç hikaye
terrible strain
:
feci zorlama
terrible suffering
:
korkunç acı
terrible suspicion
:
korkunç şüphe
terrible tale
:
korkunç masal
terrible taste
:
korkunç zevk / damak tadı
terrible temper
:
korkunç öfke/ huy /yaradılış
terrible thing
:
korkunç şey
terrible thirst
:
korkunç susuzluk
terrible thought
:
korkunç/kötü düşünce
terrible threat
:
korkunç tehdit
terrible time
:
korkunç zaman
terrible toll
:
korkunç ölü (sayısı) / zarar (miktarı)
terrible traffic
:
korkunç trafik
terrible tragedy
:
korkunç trajedi/ facia
terrible trouble
:
korkunç/ çok büyük sorun
terrible truth
:
korkunç gerçek
terrible vengeance
:
korkunç intikam
terrible waste
:
korkunç israf/ kayıp
terrible weather
:
feci/ berbat hava
terrible winter
:
korkunç kış
terrible wrong
:
korkunç/büyük yanlış
feel terrible
:
kötü /berbat hissetmek
look terrible
:
korkunç görünmek
seem terrible
:
korkunç gibi görünmek
sound terrible
:
korkunç gibi gelmek
Daha az gör