We ran through the woods to escape our pursuer.
Bizi takip edenden kaçmak için ormanın içinden geçtik.
The crowd poured out through the gate.
Kalabalık toplu olarak kapıdan dışarı çıktı.
The lion stalked its prey through the long grass.
Aslan, uzun otların arasından avını takip etti.
The soldiers ran through the woods in pursuit of their enemy.
Askerler, düşmanlarını takip etmek için ormanın içinden geçtiler.
Suddenly, a ball flew in through the window.
Aniden, bir top pencereden içeri uçtu.
Some prisoners escaped through the tunnel last night.
Dün gece bazı mahkumlar tünelden kaçtı.
I worked all through the night, but I don't feel sleepy.
Bütün gece çalıştım ama uykum gelmedi.
The ancient recipes have been handed down through the generations.
Eski tarifler nesiller boyunca aktarıldı.
His invention will be passed on through the ages.
Buluşu çağlar boyunca aktarılacak.
Weight loss is achieved through a good diet and exercise.
Kilo kaybı iyi bir diyet ve egzersiz ile sağlanır.
Lungs pull oxygen in through the nose and mouth.
Akciğerler oksijeni burun ve ağız yoluyla içine çeker.
Details on the moon's surface can only be seen through a telescope.
Ay yüzeyindeki detaylar ancak teleskopla görülebilir.
A genetic disorder is one that can be passed on from your parents through your genes.
Genetik bir bozukluk, genleriniz yoluyla ebeveynlerinizden geçebilen bir bozukluktur.