totally unnecessary
:
tamamen gereksiz
utterly unnecessary
:
tamamen gereksiz
wholly unnecessary
:
tamamen gereksiz
entirely unnecessary
:
tamamen gereksiz
unnecessary alarm
:
gereksiz alarm/uyarı/telaş
unnecessary anxiety
:
gereksiz kaygı
unnecessary bloodshed
:
gereksiz kan dökme
unnecessary bureaucracy
:
gereksiz bürokrasi
unnecessary complexity
:
gereksiz karmaşıklık/karmaşa
unnecessary complication
:
gereksiz komplikasyon/zorluk/yeni sorun
unnecessary confusion
:
gereksiz karışıklık
unnecessary death
:
gereksiz ölüm
unnecessary delay
:
gereksiz gecikme
unnecessary distraction
:
gereksiz oyalama
unnecessary distress
:
gereksiz sıkıntı/üzüntü
unnecessary duplication
:
gereksiz çoğaltma/tekrar
unnecessary expenditure
:
gereksiz harcama/tüketim
unnecessary expense
:
gereksiz masraf
unnecessary hardship
:
gereksiz zorluk
unnecessary intrusion
:
gereksiz izinsiz giriş/zorla girme
unnecessary jargon
:
gereksiz jargon
unnecessary luxury
:
gereksiz lüks
unnecessary risk
:
gereksiz risk
unnecessary suffering
:
gereksiz acı
unnecessary violence
:
gereksiz şiddet
unnecessary waste
:
gereksiz kayıp
unnecessary worry
:
gereksiz endişe
appear unnecessary
:
gereksiz görünmek
become unnecessary
:
gereksiz hale gelmek/olmak
consider sth unnecessary
:
bir şeyi gereksiz görmek, gereksiz olduğunu düşünmek
deem sth unnecessary
:
bir şeyi gereksiz görmek
make sth unnecessary
:
bir şeyi gereksiz kılmak
prove unnecessary
:
gereksiz olduğunu kanıtlamak/göstermek
regard sth as unnecessary
:
bir şeyi gereksiz olarak görmek
render sth unnecessary
:
bir şeyi gereksiz kılmak
seem unnecessary
:
gereksiz gibi görünmek
Daha az gör