thoroughly unpleasant
:
iyice tatsız
extremely unpleasant
:
son derece/oldukça nahoş/çirkin
fairly unpleasant
:
oldukça tatsız/nahoş
downright unpleasant
:
çok/apaçık nahoş/ tatsız
distinctly unpleasant
:
belirgin biçimde tatsız/nahoş
unpleasant character
:
tatsız karakter
unpleasant consequence
:
tatsız sonuç
unpleasant encounter
:
tatsız karşılaşma
unpleasant episode
:
tatsız bölüm
unpleasant fact
:
tatsız gerçek
unpleasant incident
:
tatsız olay
unpleasant manner
:
hoş olmayan bir şekilde
unpleasant memory
:
tatsız bellek
unpleasant odour
:
nahoş koku
unpleasant reality
:
tatsız gerçeklik
unpleasant scene
:
tatsız sahne
unpleasant sensation
:
hoş olmayan his
unpleasant side effect
:
nahoş yan etki
unpleasant situation
:
hoş olmayan durum
unpleasant smell
:
tatsız koku
unpleasant stench
:
berbat kötü koku
unpleasant surprise
:
tatsız sürpriz
unpleasant symptom
:
hoş olmayan belirti
unpleasant task
:
nahoş görev
unpleasant taste
:
tatsız tat
unpleasant truth
:
hoş olmayan/nahoş gerçek
become unpleasant
:
çekilmez hâle gelmek
feel unpleasant
:
kötü/nahoş hissetmek
find unpleasant
:
nahoş bulmak
look unpleasant
:
sevimsiz/çirkin görünmek
make sth unpleasant
:
tatsız olmak
seem unpleasant
:
nahoş/tatsız gibi görünmek
smell unpleasant
:
çirkin kokmak
sound unpleasant
:
nahoş/tatsız gibi gelmek
taste unpleasant
:
nahoş tat vermek
turn unpleasant
:
tatsızlaşmak
Daha az gör