violence may increase
:
şiddet artabilir
violence may intensify
:
şiddet artabilir
violence may kill
:
şiddet öldürebilir
violence may mar
:
şiddet mahvedebilir
violence may occur
:
şiddet meydana gelebilir
violence may spread
:
şiddet yayılabilir
violence may threaten
:
şiddet tehdit edebilir
advocate violence
:
şiddeti savunmak
breed violence
:
şiddet doğurmak
contain violence
:
şiddet içermek
employ violence
:
şiddet kullanmak
glorify violence
:
şiddeti yüceltmek
perpetrate violence
:
şiddet uygulamak
use violence
:
şiddet kullanmak
insurgent violence
:
isyancı şiddet
brutal violence
:
acımasız şiddet
deadly violence
:
ölümcül şiddet
growing violence
:
artan/çoğalan şiddet
indiscriminate violence
:
rastgele şiddet
male violence
:
erkek şiddeti
revolutionary violence
:
devrimci şiddet
sexual violence
:
cinsel şiddet
unlawful violence
:
kanunsuz şiddet
unnecessary violence
:
gereksiz şiddet
urban violence
:
kentsel şiddet
extreme violence
:
aşırı şiddet
domestic violence
:
aile içi şiddet
excessive violence
:
aşırı şiddet
gang-related violence
:
çete bağlantılı şiddet
drug-related violence
:
uyuşturucuya bağlı şiddet
large-scale violence
:
büyük çaplı şiddet
continuing violence
:
devam eden şiddet
violence may break out
:
şiddet patlak verebilir
resort to violence
:
şiddete başvurmak
domestic-violence victim
:
aile içi şiddet kurbanı
Daha az gör