inherently violent
:
doğal olarak şiddetli/sert
particularly violent
:
özellikle şiddetli
physically violent
:
fiziksel olarak şiddetli
potentially violent
:
potansiyel olarak şiddetli
sexually violent
:
cinsel olarak şiddetli/sert
exceptionally violent
:
olağanüstü/inanılmaz sert/ani/şiddetli
extremely violent
:
son derece şiddetli
fairly violent
:
oldukça şiddetli/sert
violent act
:
şiddet eylemi
violent action
:
şiddet eylemi
violent argument
:
şiddetli tartışma
violent assault
:
şiddetli saldırı
violent attack
:
şiddetli saldırı
violent behaviour
:
şiddet içeren davranış
violent blow
:
şiddetli darbe
violent character
:
şiddet içeren/hiddetli karakter
violent clash
:
şiddetli çatışma
violent collision
:
şiddetli çarpışma
violent conduct
:
şiddet davranışı
violent conflict
:
şiddetli çatışma
violent confrontation
:
şiddetli çatışma
violent conquest
:
şiddetli/şiddet içeren fetih
violent convulsion
:
şiddetli kasılma
violent cough
:
şiddetli öksürük
violent crackdown
:
şiddetli baskı
violent crime
:
şiddet suçu
violent criminal
:
şiddete meyilli suçlu
violent death
:
zor, korkunç ölüm
violent demonstration
:
şiddet içeren gösteri
violent dislike
:
şiddetli/güçlü nefret
violent disorder
:
şiddet karışıklığı
violent disturbance
:
şiddetli rahatsızlık
violent emotion
:
güçlü/yoğun duygu
violent encounter
:
şiddet içeren karşılaşma
violent end
:
kötü/berbat/zor ölüm
violent eruption
:
şiddetli patlama
violent explosion
:
şiddetli patlama
violent fantasy
:
şiddet içeren fantezi/hayal ürünü olan şey
violent father
:
sert/hemen şiddete başvurabilen baba
violent felon
:
şiddete başvurabilen suçlu
violent felony
:
şiddet içeren suç
violent film
:
şiddet içeren film
violent gang
:
şiddete başvuran çete
violent hatred
:
hiddet dolu nefret
violent husband
:
şiddete başvurabilen koca
violent image
:
şiddet içeren/korkutucu görüntü/resim
violent imagery
:
şiddet içeren tasvir
violent impulse
:
şiddetli dürtü
violent incident
:
şiddet içeren olay
violent jerk
:
şiddetli/ani hareket
violent jolt
:
şiddetli sarsıntı
violent man
:
şiddete başvurabilen/sert adam
violent mob
:
şiddete başvurabilen çete/kalabalık
violent movie
:
şiddet içeren film
violent murder
:
acımasız/korkunç cinayet
violent offence
:
şiddet içeren suç
violent offender
:
şiddete başvurabilen suçlu
violent opposition
:
şiddetli muhalefet
violent outburst
:
hiddetli patlama
violent overthrow
:
şiddet içeren devirme
violent passion
:
dizginlenemez tutku
violent play
:
tehlikeli/kirli oyun
violent protest
:
şiddet içeren protesto
violent quarrel
:
şiddetli tartışma
violent rage
:
şiddetli öfke
violent rape
:
şiddet içeren tecavüz
violent reaction
:
aşırı/şiddetli tepki
violent rebellion
:
şiddetli/kanlı isyan
violent repression
:
şiddetli/kanlı baskı
violent reprisal
:
şiddetli/çok büyük misilleme
violent resistance
:
şiddet içeren direniş
violent retaliation
:
şiddet içeren/acımasız misilleme
violent retribution
:
şiddetli intikam/cezalandırma
violent revolution
:
şiddet içeren devrim
violent riot
:
şiddet içeren/kanlı isyan
violent row
:
şiddetli tartışma
violent scene
:
şiddet içeren sahne
violent shake
:
şiddetli sallama
violent shudder
:
şiddetli titreme
violent spasm
:
şiddetli spazm/kasılma
violent storm
:
şiddetli fırtına
violent struggle
:
şiddetli mücadele
violent suppression
:
şiddet içeren bastırma
violent swing
:
şiddetli değişiklik
violent tactic
:
şiddet içeren taktik
violent temper
:
şiddetli asabiyet/kızgınlık
violent temperament
:
şiddetli/hemen şiddete başvurabilen mizaç
violent tendency
:
şiddet eğilimi
violent threat
:
şiddet tehdidi
violent thug
:
zora başvuran haydut
violent tremor
:
şiddetli titreme
violent unrest
:
şiddetli huzursuzluk
violent upheaval
:
şiddet içeren ayaklanma
violent uprising
:
şiddet içeren ayaklanma
violent urge
:
şiddetli dürtü
violent weather
:
şiddetli/sert hava
become violent
:
şiddetlenmek (rüzgar)
get violent
:
şiddet almak
grow violent
:
alevlenmek
turn violent
:
şiddete dönmek
Daha az gör