Looking after my son for six hours really wears me out.
Oğlumla altı saat ilgilenmek beni gerçekten yoruyor.
The rough mountain hike wore out even the vigorous athletes in the group.
Engebeli dağ yürüyüşü, gruptaki zinde sporcuları bile yıprattı.
Julie was worn out after all that running.
Julie bütün bu koşudan sonra yoruldu.
My children wear out their shoes quickly.
Çocuklarım ayakkabılarını çabucak yıpratıyor/eskitiyor.
The mobile parts of an engine wear out easily.
Motorun hareketli parçaları kolayca aşınır.