wild accusation
:
saçma/çılgın/acayip suçlama
wild allegation
:
asılsız iddia
wild animal
:
vahşi/yabani hayvan
wild applause
:
çılgınca/coşkulu alkış
wild barley
:
yabani arpa
wild beast
:
vahşi hayvan/yaratık
wild berry
:
yabani çilek/yemiş
wild bird
:
yabani kuş
wild bunch
:
çılgın/canlı topluluk/grup/takım
wild card
:
(bir oyun için) önceden tahmin edilemeyen durum
wild cat
:
yaban kedisi, vahşi kedi
wild cattle
:
yabani büyükbaş hayvan
wild coast
:
vahşi kıyı
wild coastline
:
vahşi/engebeli/kayalık sahil şeridi/kıyı boyu
wild country
:
vahşi/yabani alan/arazi
wild countryside
:
vahşi kırsal alan
wild creature
:
vahşi yaratık
wild dancing
:
çılgınca dans (etme)
wild dash
:
çılgınca (bir yere) aceleyle koşma/hareket
wild dog
:
yabani köpek
wild duck
:
yaban ördeği/kazı
wild elephant
:
vahşi fil
wild exaggeration
:
çılgınca/aşırı abartı
wild excitement
:
şiddetli/büyük heyecan
wild expectation
:
çılgınca/büyük beklenti
wild eye
:
çılgın/meraklı göz
wild fantasy
:
vahşi/çılgınca fantezi/hayal ürünü olan şey
wild fish
:
vahşi balık
wild flower
:
yabani çiçek, kır çiçeği
wild fluctuation
:
şiddetli/önemli dalgalanma
wild frenzy
:
vahşice çılgınlık/taşkınlık/öfke/cinnet
wild frontier
:
vahşi sınır (bölgesi)
wild fruit
:
yabani meyve
wild garlic
:
yabani sarımsak
wild goat
:
yabani keçi
wild goose
:
yaban kazı
wild grass
:
yabani ot/yeşillik
wild guess
:
kaba tahmin
wild herb
:
yabani şifalı ot/bitki
wild herd
:
vahşi sürü/hayvan sürüsü
wild honey
:
deve tabanı, yaban balı
wild hope
:
vahşi umut
wild horse
:
vahşi at
wild idea
:
çılgınca fikir
wild imagination
:
çılgın/meraklı hayal gücü
wild joy
:
çılgınca sevinç/neşe
wild land
:
vahşi kara parçası/yer, vahşi zambak
wild landscape
:
vahşi manzara/tabiat
wild laughter
:
çılgınca/vahşice kahkaha
wild longing
:
büyük özlem
wild look
:
vahşi bakış
wild lunge
:
vahşice saldırı/hamle/atak
wild mammal
:
vahşi memeli hayvan
wild moor
:
yabani çalılık/ fundalık/bozkır
wild mushroom
:
yabani mantar
wild orgy
:
çılgın seks partisi
wild pig
:
vahşi/yaban domuz (u)
wild pitch
:
vahşi/sert atıcılık (beysbol)
wild plant
:
vahşi/yabani bitki
wild pony
:
yabani midilli
wild rice
:
yabani pirinç, hint pirinci
wild ride
:
yaban gezintisi/yolculuğu
wild river
:
vahşi nehir
wild rose
:
yaban gülü
wild salmon
:
vahşi/yabani somon
wild sex
:
vahşi seks
wild sheep
:
yabani koyun
wild species
:
yabani/vahşi türler
wild stab
:
vahşice/sert bıçaklama/saplama
wild strawberry
:
dağ çileği
wild talk
:
çılgınca/kızgın konuşma
wild trout
:
yabani alabalık
wild turkey
:
yabani hindi
wild weather
:
sert hava
wild wolf
:
vahşi/yabani kurt
drive sb wild
:
birini çok kızdırmak, birini kontrolden çıkarmak
go wild
:
yabanlaşmak, çılgınlaşmak, kontrolden çıkmak
grow wild
:
yabani, arsız büyümek
live wild
:
vahşice yaşamak/büyümek, vahşi olmak
look wild
:
vahşi görünmek
make sb wild
:
birini vahşileştirmek
run wild
:
taşkınlık yapmak, azıp çok yayılmak (bitki)
wild fire
:
kontrol edilemeyen yangın
with wild abandon
:
aldırış etmeden / kaygısızca
wild jackal
:
yaban çakalı
Daha az gör