young adulthood
:
genç yetişkinlik
young age
:
küçük, genç yaş
young baby
:
genç bebek, yavru
young boy
:
genç çocuk
young child
:
küçük çocuk
young girl
:
genç kız
young infant
:
küçük çocuk
young learner
:
küçük öğrenci
young male
:
genç erkek
young man
:
genç adam
young novice
:
genç acemi
young offender
:
genç suçlu
young people
:
gençler / genç insanlar
young prospect
:
yeni ihtimal
young republic
:
genç cumhuriyet
young star
:
küçük/yeni yıldız
young victim
:
genç kurban
young voter
:
genç seçmen
young widow
:
genç dul
young woman
:
genç kadın
look young
:
genç görünmek
young artist
:
genç sanatçı
young children
:
küçük çocuklar
younger son
:
küçük oğul
younger sister
:
küçük kız kardeş
younger pupil
:
küçük öğrenci
younger daughter
:
küçük kız evlat
younger generation
:
genç nesil
younger counterpart
:
genç meslektaş
younger sibling
:
küçük kardeş
younger brother
:
küçük kardeş
Daha az gör