İngilizcede geçmişte yaptığımız alışkanlıklardan nasıl bahsettiğimize bir bakalım:
Used to + V1 > Geçmişte artık doğru veya geçerli olmayan alışılmış bir eylemi veya durumu gösteren bir ifadedir. Örnekler:
Örnek Cümle: “I used to play tennis every weekend when I was younger.”
Çeviri: “Küçükken her hafta sonu tenis oynardım.”
Örnek Cümle: “He used to live in Paris, but now he lives in London.”
Çeviri: “Eskiden Paris'te yaşıyordu ama şimdi Londra'da yaşıyor.”
Örnek Cümle: “They used to be best friends, but they had a falling out.”
Çeviri: “Eskiden en iyi arkadaşlardı ama aralarında bir anlaşmazlık vardı.”
Would + V1 > Geçmişteki alışılmış eylemleri veya durumları tanımlamak için kullanılır. Çoğu zaman öğrenci bu kullanımı gözden kaçırır, ancak would modalı 'used to V1' ile eş anlama sahiptir.
Örnek Cümle: “Every weekend, I would play tennis with my friends when I was younger.”
Çeviri: “Çocukken her hafta sonu arkadaşlarımla tenis oynardım.”
Örnek Cümle: “He would always go to the same coffee shop before work.”
Çeviri: “İşe gitmeden önce hep aynı kafeye giderdi.”
Örnek Cümle: “They would often spend hours talking on the phone.”
Çeviri: “Genellikle telefonda konuşarak saatler geçirirlerdi.”
[would] Bu örneklerin her birinde, olaya dahil olan kişi, tarif edilen alışılmış eyleme veya duruma girmek için kasıtlı bir seçim yapmıştır. (would vs. used to)
Örnek Cümle: “I used to play basketball in high school.”
Çeviri: “Basketbol oynamanın o dönemde konuşmacının hayatının düzenli bir parçası olduğunu ima eder.”
Örnek Cümle: “I would play basketball in high school when I had free time.”
Çeviri: “Konuşmacının ara sıra basketbol oynamayı seçtiğini, ancak düzenli olarak değil.”
[used to V1'e göre, would genellikle daha kısa, daha seyrek eylemleri veya durumları tanımlamak için kullanılır.]
Geçmişteki alışkanlıklardan söz ederken Simple Past tense de kullanılabilir:
Örnek Cümle: “When he was a child, he loved to play with toy cars.”
Çeviri: “Çocukken oyuncak arabalarla oynamayı çok severdi.”
Örnek Cümle: “He watched TV for hours every night before bed.”
Çeviri: “Her gece yatmadan önce saatlerce televizyon izlerdi.”
Örnek Cümle: “They often went to the movies on weekends.”
Çeviri: “Hafta sonları genellikle sinemaya giderlerdi.)”
[Söz konusu alışkanlıklar olduğu için sıklık zarfları burada karşımıza çıkar.]
Dersler, uygulamalar ve platform hakkındaki sorularınızın cevaplarını anında alın!