"raise" ve "rise" kelimelerinin ikisi de yukarı doğru hareketle ilgili fiillerdir, ancak İngilizcede farklı şekilde kullanılırlar.
"raise" geçişli bir fiildir, yani yanına bir nesne alabilir. Bir şeyi veya birini daha yüksek bir konuma kaldırmak veya yükseltmek anlamına gelir. Örneğin:
Örnek Cümle: “I raised my hand to ask a question. “
Çeviri: “Soru sormak için elimi kaldırdım.”
Örnek Cümle: “She raised the flag to signal the start of the race.”
Çeviri: “Yarışın başladığını belirtmek için bayrağı kaldırdı.”
Örnek Cümle: “Drinking a lot of coffee can raise your blood pressure.”
Çeviri: “Çok kahve içmek tansiyonunuzu yükseltebilir.”
Örnek Cümle: “The company raised its prices last month.”
Çeviri: “Şirket geçen ay fiyatlarını yükseltti.”
"rise" geçişsiz bir fiildir, yani yanına bir nesne almaz. Güneş ya da sıcaklık gibi yukarı doğru hareket etmeyi veya bir şeyin miktarında, sayısında artış meydana gelmesini ifade eder. Örneğin:
Örnek Cümle: “The sun rises in the east and sets in the west.”
Çeviri: “Güneş doğudan doğar ve batıdan batar.”
Örnek Cümle: “The price of gasoline has risen in the past year.”
Çeviri: “Benzinin fiyatı son bir yılda arttı.”
Örnek Cümle: “The level of the water in the river is rising due to heavy rainfall.”
Çeviri: “Şiddetli yağış nedeniyle nehirdeki su seviyesi yükseliyor.”
Örnek Cümle: “The politician's popularity has risen since the election.”
Çeviri: “Politikacının popülaritesi seçimden bu yana arttı.”
Dersler, uygulamalar ve platform hakkındaki sorularınızın cevaplarını anında alın!