İngilizcede Imperative Sentence (Buyruk Tümcesi)

Buyruk Tümcesi (imperative sentence), insanlara bir şeyi yapmalarını söylemek, onlara emretmek, öneride bulunmak ve iyilikler dilemek amacıyla kullanılır. Buyruk tümceleri, olumlu ve olumsuz halde farklı şekillerde ifade edilir. Emir tümcelerinin sonuna soru eklentisi (question tag) gelebilir. Bu tümcelerde kullanılabilecek soru eklentileri “will you?, won’t you?, would you?, can you?, can’t you?, could you?” olarak sıralanır.

Negative emir tümcelerinden sonra ise “will you?” kullanılır. Buyruk tümcesinde, tümcenin başına “do” (emphatic imperative) getirilerek eylem vurgulanabilir. Bu kullanım genellikle nazikçe bir istekte bulunurken, şikayet ederken veya özür dilerken daha yaygındır. “Always” ve “never” sıklık zarfları emir bildiren eylemlerden önce gelmektedir. Genellikle başta özne kullanılmaz; ancak kiminle konuşulduğunu belirtmek için başta kişinin adı söylenebilir.

Edilgen (passive imperative) buyruk tümcesinin kullanımı da mümkündür. “Let’s” yapısı da buyruk tümceleri sınıfına girebilir. “Let us”, “Haydi” anlamına gelen “Let’s” ‘in açılımıdır. “Let’s” gayri resmi; “Let us” ise resmi kullanımlarda görülür. “Let” yapısı, birinci çoğul (us) ile kullanıldığı gibi, nesne zamiri (object pronoun:me, you, him, her, it, them) ile de kullanılabilir. “Shall we?”, “Let’s” yapısının soru eklentisidir.

Örnek cümle: (1)Put on your seatbelt before you start the engine.

Örnek cümle çeviri: Motoru çalıştırmadan önce emniyet kemerini tak.

Örnek cümle: Don’t be rude to the elderly.

Örnek cümle çeviri: Yaşlılara kaba davranma.

Örnek cümle: Mary, stop being so childish!

Örnek cümle çeviri: Mary çocuk gibi davranmayı bırak!

Örnek cümle: Get vaccinated as soon as possible.

Örnek cümle çeviri: En kısa zamanda aşı ol. (passive imperative/edilgen buyruk) 

 Örnek cümle: Do forgive me- I didn’t wish to be such a nuisance.

Örnek cümle çeviri: Affedin- canınızı sıkmak istememiştim. (emphatic imperative/pekiştirici buyruk)

Örnek cümle: Never show up empty handed when you are invited to somewhere as a guest.

Örnek cümle çeviri: Misafir olarak bir yere davet edildiğinde asla eli boş gitme.

Örnek cümle: Be patient, can’t you?

Örnek cümle çeviri: Sabırlı ol, olur mu?

Örnek cümle: Don’t tell anybody my secret, will you?

Örnek cümle çeviri: Kimseye sırrımı söyleme, olur mu?

Örnek cümle: Let me check your blood analysis results - You need to see a gastroenterologist.

Örnek cümle çeviri: Kan tahlili sonuçlarını kontrol edeyim - Gastroenterelogu görmen gerekiyor.

Örnek cümle: Let’s begin, shall we?

Örnek cümle çeviri: Başlayalım, olur mu?

Örnek cümle: Don’t you lie to my face!

Örnek cümle çeviri: Sakın yüzüme baka baka bana yalan söyleme! (Burada kullanılan “you” öznesi, negatif tümcedeki vurguyu arttırmak için kullanılmıştır.)